Merhabalar, perşembe günleri
yayınladığım kısa (J) ara bülten ile
karşınızdayım. Bültenimizin ismi “Eylemin gücü ve anda kalmanın sırrı”. Bugün
sizlere eylemden ve anda kalmaktan bahsetmek istiyorum.
Büyük Usta Eckhart Tolle bu konuda şöyle
demiş: Eylemlerinizin temeli şimdiki anla
uyum içinde olduğunda, eylemleriniz yaşamın kendi zekasıyla güçlenir.
Benim inancıma göre; bizler Dünya
üzerinde fiziksel bir deneyim yaşayan ruhsal varlıklarız; bu nedenle
eylem/hareket aslında (özü itibarıyla) yaratımın değil zevk almanın bir unsuru.
Aynı zamanda; içimizde Tanrı’nın bir
parçasının bulunduğuna da inanıyorum. Aynı okyanus ve damla ilişkisinde olduğu
gibi, damla okyanus değildir ama okyanusun bütün özelliklerini taşır.
Tanrı’nın bir parçası olarak, yaratım
için eyleme çok fazla ihtiyacımız yok. OL – YAP – SAHİP OL döngüsünde kast
edilen husus bence biraz da budur.
Ama bir yandanda bu bilgilerden o kadar
çok uzaklaştık ki; istediklerimizi elde etmenin bir parçası olarak çoğu zaman
eylemlerden yararlanıyoruz. Bu içinde yaşadığımız gerçekliğin çoğu zaman
yadsınamaz bir parçası haline gelmiş durumda.
Buna ben de çoğu zaman dahilim, biz bir
şeyleri fiziksel aktivitelerle yaratmayı da seviyoruz. Örneğin kitaplarımın
sergilenmesini ve kaç adet satıldığını görmek için habire kitapçılara gitmem
buna güzel bir örnekJ. Aslında çok
ama çok anlamsız, yani satış açısından, ben gitmesem muhtemelen daha fazla
satılır (direnç/bağımlılık).
Fiziksel ve hareket bazlı bir dünyada
yaşadığımız ve ruhsal bir varlık olduğumuzu zaman zaman unuttuğumuz için bu bir
ölçüde anlaşılabilir bir davranış aslında.
Koçlukta da eylem adımları bu nedenle önemlidir.
Seansın genellikle son bölümünde danışandan üzerinde çalışılan konu ile ilgili
olarak kısa vadede yapmayı düşündüğü eylem adımlarını belirlemesini isteriz. Bu
eylem adımlarını gerçekleştirmek konusundaki motivasyonunu da ölçmeye
çalışırız. Eylemde önemli olan husus olabildiğince anda kalmaktır.
Ego’dan daha önce bahsetmiştim, bize
fiziksel gerçeklik deneyimi yaşatan bir zihin mekanizması olarak tarif
etmiştim. Bunu aldığımız kararlara, oluşturduğumuz inançlara bağlı kalmamız
sağlayarak yapar. Değişikliği sevmediği için, bir değişiklik söz konusu
olduğunda durumun aynı kalması için bizi korkutmaya çalışır genellikle.
Korku nedir, bir şeyin geçmişte belli bir şekilde olmasından hareketle gelecekte de aynı şekilde gerçekleşebileceği hissi. Ego ve korkular sadece geçmişte ve gelecekte bulunabilir; anda kaldığınızda ise egonun dinlenmekten başka yapabileceği bir şey yoktur aslında. Ve güzel haber, siz sadece egonuz değilsiniz, Tanrı’nın bir parçası, yani ruhani bir varlıksınız. Bunu daha iyi deneyimlemek için anda kaldığınız süreleri artırmalısınız.
Anda olup olmadığınızı anlamanın en
güzel yöntemi de nasıl hissettiğinize bakmak. Anda kalmayı seçtiğimizde
kendimizi hayatın akışıyla bütünleşmiş hissederiz. Her şey olması gerektiği
gibi olmaktadır.
Anda kalmayı en güzel tarif edenlerden
birisi de hiç kuşkusuz Einstein olmuştur: “Any man who can drive safely while
kissing a pretty girl is simply not giving the kiss the attention it deserves:)”.
Benim tercümemle; güvenli bir şekilde araba kullanmaya çalışırken aynı zamanda
güzel bir kızı öpen adam, öpücüğe hak ettiği özeni göstermemektedir, yani anda
değildirJ.
Bir isteğiniz olduğunda; diğer aşamaları
tamamladıktan sonra eylem adımlarınızı da anda kalacak şekilde yani size keyif
ve mutluluk verecek şekilde planlarsanız hem daha az eyleme ihtiyacınız olur
hem de daha kolay başarırsınız.
Peki bunu nasıl yapabiliriz?
Öncelikle değerlerimizle uyumlu hareket
etmeliyiz. Değerler, bizim için önemli olan, özümüzde yer alan, bir yada iki
kelime ile ifade ettiğimiz pozitif hislerdir. Örnek vermek gerekirse; huzur,
paylaşım, adalet, özgürlük, sevgi, güven, gibi. Değerler aynı zamanda motivasyon
kaynağımızdır.
Bir veya iki seanslık bir koçluk
çalışması neticesinde sizde değerlerinize ilişkin olarak bir farkındalık
kazanabilirsiniz.
Peki burada bir seans yapmadığımıza göre
size nasıl yardımcı olabilirim diye düşündüm ve basit birkaç soruyu yöneltmeye ve
örnek olması açısından kendim de cevaplamaya karar verdim.
Bu soruya vereceğiniz cevaplar sizin özünüzde yer alan değerlerinizi keşfetmenize yardımcı olacak.
Hemcinslerinizden birisi ile tatile
gideceksiniz.
Hangi arkadaşınızın sizinle gelmesini
istersiniz? Çocukluk arkadaşlarınızdan birisi mi, iş arkadaşlarınızdan birisi,
sosyal medya arkadaşlarınızdan birisi, hiç tanımadığınız bir insan, hangisi? Ve
daha da önemlisi neden?
Yanınıza (daha önce okumuş da
olabilirsiniz) sadece 3 kitap alabilecek olsanız bunlar hangileri olur, neden?
Yanınıza (daha önce seyretmiş de
olabilirsiniz) 3 tane film DVD’si alacak olsanız bu filmler hangileri olur ve
neden?
Bende yanıtladım.
İlk sorunun yanıtı diğer arkadaşlarımı
küstürebilir ama ne yapayım, dürüst olmalıyımJ. 15 günde bir düzenli olarak
buluştuğum bir arkadaş grubum var, 25 yıldır beraberiz, Onların içinden birisi
ile gitmek isterim.
Niye?
Benim için beraber yaşanmışlıklar
önemli.
Bu niye önemli?
Aidiyet,
güven.
3 kitap hangileri?
Evrenden torpilim var / Aykut Oğut; Var
Olmanın Gücü / Eckhart Tolle; Ermiş, Sörfçü ve Patron / Robin Sharma
Niye?
Geçmişte veye bugün bir şekilde bir ölçüde örnek aldığım kişilerin kitapları.
Bu niye önemli?
Onlar gibi olmak istiyorum.
Ortak özellikleri ne sence?
Lider olmaları.
Lider olmak niye önemli?
Ben kendi kaderimin efendisiyim.
Bunun senin için anlamı ne?
Kaderci değilim.
Yani?
Özgürüm,
özgürlük.
Son olarak 3 film?
Matrix üçlemesi
Niye?
Hiçbir şey göründüğü gibi değildir.
Eee, bunun senin için anlamı ve önemi
ne?
Araştırmak ve öğrenmek önemli.
Niye önemli?
Öğrenciyim ben.
Öğrenci olmanın senin için anlamı ne?
Keyif
Benim öne çıkan değerlerim özgürlük,
güven, keyif.
Bir eylem planı yaptığımda veya bir
eylemi hayata geçirdiğimde bu değerlerimle ne ölçüde örtüşüyorsa o ölçüde
motivasyonum yüksek oluyor, anda kalıp deneyimin keyfini çıkarıyor ve eylemi
başarı ile gerçekleştiriyorum. Sonunda da isteklerime sahip olmam kolaylaşıyor.
Koçluk seanslarımı ev ve ofis dışında ortamlarda
yapmayı tercih ediyorum. Dışarıda olmak bana özgürlük duygusunu yaşatıyor.
Diğer yandan; danışanımın özel bir tercihi yoksa genellikle daha önceden gitmiş
olduğum, bildiğim yerleri tercih ediyorum, sahildeki Cafe Nero gibi. Güven ve
aidiyet değerlerime hitap ediyor. Seansları keyif ve mutluluk duyabileceğim
şekilde organize ediyorum, seans süresini ve diğer müşterimle o gün bir sonraki
seans ile arasını uzun tutuyorum. Bu sayede sohbet etmeye, hal hatır sormaya da
zaman kalıyor, bunu da seviyorumJ.
Sonuç; anda kalmam kolaylaşıyor ve seanslarım istediğim şekilde geçiyor.
Değerlerinize uygun eylemler sizin anda
kalmanızı kolaylaştıracak ve bu sayede istediklerinize daha kolay
ulaşabileceksiniz.
Hepimizin değerlerimize uygun eylemler
içinde olacağı ve anda kalacağımız sürelerin uzayacağı güzel günler dilerim.
Sevgiler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder