Merhabalar;
16.5 hafta bülteni ile karşınızdayım.
Kısa
ara bültenimizin konusu “aşkı hayatıma nasıl çekerim, mış gibi yapsam olur
mu?”.
İlişkiler
üzerinde çalıştığımız danışanlarım var, bir tanesi mevcut ilişkisini daha güzel
bir boyuta taşımayı istiyor, diğeri ise güzel bir ilişkiyi hayatına katmak
düşüncesinde.
Bugünkü
konumuz daha çok ikincisi ile ilgili, yani yalnızız ve hayatımızın aşkını
bulmak istiyoruz.
Öncelikle
mevcut yalnız halimizi düşünerek bu durumun içinden mutlu olabileceğimiz bir
şeyler çıkarmalı ve başlangıç aşamasında bunlara odaklanarak şükür içeren
duygularda olmalıyız.
Aksi
takdirde; hayatımızın aşkını bulmak bizim için bir bağımlılık haline gelir ve
biliyoruz ki bağımlısı olduğumuz istekleri elde etmek her zaman daha zordur.
Bağımlılıklar
ve hayallerimizin gerçekleşmesi üzerindeki etkileri için Hayatını Seç isimli kitabımın 4. Bölümünü okumanızı tavsiye ederim.
Vazgeçmeyecek ama aynı zamanda özgür bırakabilecek kadar sevin (Can Yücel).
Konuyu
bir örnekle biraz açmak istiyorum; tamam, birebir aynı değil ama özü itibarıyla
yapmanız gereken tam olarak da bu aslında.
Bu
hafta Özge bir koçluk kursuna katılmak için kent dışında idi. Biz özellikle
geceleri sohbet etmeyi çok severiz. Kızlar yattıktan sonra biraz müzik açar,
bazen çay demler, bazen içkimizi yudumlar ve sohbet ederiz. Bundan ikimiz de
büyük keyif alırız. Bu hafta eşim olmadığı için bu deneyimi yaşayamadım, ama
yalnızken yapacak ve keyif alabileceğim bir sürü başka güzel şey buldum.
Örneğin
Friends dizisinin 5. Sezonunu yeniden seyrettim, bol bol kitap okudum, sık sık
annemi ziyaret ettim, vb.
Sizde
yalnızsanız ve hayatınızın aşkını bulmak istiyorsanız bence ilk önce mevcut
durumunuzdan keyif almaya başlamalısınız bir şekilde. Kişisel gelişimde
istekleri elde etmek konusunda esas olan bakış açısı şudur: Hayatım zaten
güzel, istediğimi elde edersem çok daha güzel olacak.
Daha
sonra bence yapmamız gereken nasıl bir insan ve nasıl bir ilişki istediğimiz
üzerinde biraz düşünmek ve mümkünse yazmak.
Değerlerimizi ortaya çıkarmaya çalışacağız.
Nasıl
bir insan veya nasıl bir ilişki bizi mutlu, keyifli, huzurlu, tutkulu yapar,
sizin için paylaşım ve sevgi mi daha önemli yoksa özgürlük ve tutku mu, hepsi
birlikte olsun mu diyorsunuz?
Hayalinizde bir tatil planlamanızı istiyorum hayatınızın aşkı ile yapmayı düşündüğünüz, kısa bir haftasonu kaçamağı bile olabilir, önemli değil, yeterki biraz hayal gücümüz çalışsın.
Nasıl
bir ortam, deniz kıyısı mı yoksa kayak tatili mi, nasıl bir otel, butik otel mi
yoksa beş yıldızlı bir otel mi, neler yapıyorsunuz genel olarak, aktivitelerle
dolu mu geçiyor gününüz yoksa tembel tembel takılıyor musunuz. O tatildeki siz
nasıl bir insansınız, bugünle kıyasladığınızda neleri farklı yapıyorsunuz,
bunları yapıyor olmak sizin için neden önemli? Hayatının aşkı ile tatilde olan
siz kimsiniz? Böyle bir tatilden döndükten sonra nasıl bir insan olacaksınız,
kapıcınızla nasıl konuşacaksınız, işyerinde nasıl davranacaksınız, vb.
Bunu
bir kere yapmanızı istiyorum sadece, yazarak yaparsanız daha da güzel olur,
hatta gitmek istediğiniz belli bir yer varsa oranın resimlerinden harika bir
kolaj da yapabilirsiniz.
Farkındalık
yarattınız, ne istediğinizi ortaya koydunuz, bu isteğinizin bir yıl içinde
gerçekleşme ihtimalini nasıl görüyorsunuz, eğer yüksek görüyorsanız zaten
beklemek ve fırsat ortaya çıktığında harekete geçmek yeterli olacaktır.
Eğer
ihtimali düşük olarak görüyorsanız olduğunuz kişide yani bu konudaki düşünce ve
inançlarınızda bir değişiklik yapmanız kesinlikle yararlı olacaktır.
Bakalım
aşk ve ilişkiler hakkında neler düşünüyorsunuz, gerçek aşk yoktur, ben aşık
olamam, aşkın ömrü çok kısadır gibi hayalinize hizmet etmeyen inançlarınız
varsa bunları değiştirmeniz kesinlikle büyük bir fark yaratır.
Daha
önceki bültenlerde bahsetmiştim bu nedenle daha fazla detay vermiyorum bu
konuda.
Şimdi
gelelim bültenin konu başlığına, mış gibi yaparsam gelir mi?
Bu
soru bir seans esnasında gerçekten bana soruldu ve bende aşağıdaki gibi
yanıtladım.
Mış
gibi yaptığında, yani henüz elde etmeden sanki elindeymişcesine duygular
yaratabildiğinde, bunlar seni iyi hissettiriyor ve keyfini artırıyor ise olur.
Danışanımda bunun diğer konularda belki
uygulanabileceğini, ama hayatında birisi yokken birisi varmış gibi davrandığında
enerjisinin yükselmek yerine düştüğünü belirtti.
Bu
tip durumlarda, yani keyif almadığınızda ve enerjiniz düştüğünde başka bir yol
seçmelisiniz. Demek ki bu konuda mış gibi yapmak size bir şey getirmeyecek.
Danışanıma
çok basit bir şey sordum, “hayalindeki tatile çıktığında ve oradaki kendine
odaklandığında neler hissediyorsun, nasıl duygular içindesin?”.
Kendimi
çok özgür hissediyorum, inanılmaz mutluyum ve keyifliyim diye yanıt verdi.
“Peki”
dedim, “şu anki hayatında, aşkı ve ilişkiyi bir kenara bırakacak olursak bu
duyguların benzerini sana yaşatan neler var?” diye devam ettim.
Haftasonları
motorumla dolaştığımda kendimi özgür hissediyorum aslında ama uzun zamandır ara
verdim, ayrıca arkadaşlarımla bir şeyler yaptığımda inanılmaz keyif alırım
genelde ama bir süredir ihmal ediyorum dedi.
Tamam
işte dedim, önemli olan isteğimizin gerçekleştiği andaki frekansımız ne
olacaksa henüz gerçekleşmeden o frekansa çıkmak, bunu illa mış gibi yaparak
elde etmene gerek yok, sana benzer duygular ve titreşimler yaşatan her ne varsa
biraz onlara odaklan ve hayatında onları artır.
Son
bir şey daha var bu konuda söylemek istediğim, her olayda değil ama bazen
isteklerimiz gerçekleşmediğinde mevcut durumun ayı kalmasından kaynaklanan bir ikincil
kazancımız olabiliyor.
Buna
da bir bakmanızı öneririm, örneğin bir aşk ilişkisinin kariyerinizde yükselmeye
çalıştığınız şu dönemde sizi yavaşlatacağını düşünüyorsanız veya
arkadaşlarınızla aranızı bozacağına inanıyorsanız öncelikle bu düşünce ve
inançlarınız üzerinde çalışmanız da faydalı olacaktır.
Evet,
bu haftalık da bu kadar. Pazartesi günü "nasıl olacağına takılmayın" konu başlığı ile karşınızda olmayı umuyorum. Şimdilik sevgi
ile kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder