Merhaba; yine bir Pazartesi akşamında
keyifsizlik üzerine kısa bir bülten ile birlikteyiz. Ne yani siz benim hep
keyifli olduğumu mu sanıyordunuz? Okuyunca belki şaşıracaksınız ama benimde
keyifsiz olduğum dönemler olabiliyorJ.
Cumartesi günü harika bir hava vardı;
bol güneş, masmavi gökyüzü, yaprak kıpırdamıyor, sıcak. Bizde öğleden sonra
arkadaşlarımızla birlikte Caddebostan Sahili’nde piknik yaparak güzel havanın
tadını çıkardık.
Pazar günü ise tam aksine kapadı hava,
rüzgarlı ve nispeten soğuktu. Nereden çıktığı belli olmayan delicesine bir
rüzgar tüm güne damgasını vurarak özelikle açık hava faaliyetlerini
zorlaştırdı.
Keyifsizlik çoğu zaman aniden çıkan bir
rüzgar gibi girer hayatımıza, her zaman belirli ve büyük bir nedene dayanmak zorunda
değildir, davetsiz misafir gibi kapıda belirir ve izin istemeden içeri dalar.
Peki bu durumda ne yapmalıyız, hemen
keyfimizi artırmaya çalışmak her zaman doğru yöntem midir?
Rüzgar çıktığında ne yaparsınız? Onunla
mücadele etmeniz bir işe yarar mı? Bir keresinde 47 kg. olan rahmetli Teyzem
rüzgarın şemsiyesini ters çevirmesi ile birlikte havalanıp yere düşmüştü.
Keyifsizliği kabaca ikiye ayırıyorum, bu
yazının konusu olan nispeten kısa süreli ve belli bir olaya dayanmak zorunda
olmayan keyifsizlik ile daha uzun süren ve/veya arkasındaki olayı net olarak
tespit edebildiğiniz keyifsizlik.
Kişisel gelişim konularına merak
duyanlar ve özellikle de yeni başlamış olanlar keyifsizlikle mücadele etmeye ve
sürekli bir keyif alma haline ulaşmaya çalışıp bu süreç istedikleri gibi
gitmediğinde şaşırıp pes edebiliyorlar.
Sürekli keyifli, neşeli olup bulutların
üzerinde dolaşmak ve gülücükler dağıtmak çok güzel olurdu, belki de olmazdı,
bilemiyorum. Ama bir insanın sürekli olarak keyifli olmasının çok da mümkün
olmadığını düşünüyorum. İniş ve çıkışlar olacaktır.
Bu nedenle kendinizi keyifsiz
hissettiğinizde bunu olumsuz bir durum olarak algılayıp değiştirmek için
sabırsızca ve çok fazla çaba sarf etmek bir tür direnç oluşturarak sizi daha da
aşağılara çekebilir.
Peki yapılması gereken ne veya benzer
durumlarda ben ne yapıyorum?
Öncelikle keyifsizlik durumunu içten bir
şekilde kabul edip ona sarılın ve rahatlayın. Kendinize, her gün keyifli olma
zorunluluğunuz olmadığını hatırlatın. Daha sonra bu durumun geçici olduğunu
aklınıza getirin. Daha öncede keyifsiz günler geçirmiş ancak bir şekilde daha
sonra neşeli günlere ilerlemiştiniz.
Nasılki rüzgar sonsuza dek esmez ve
birden sanki hiçbir şey olmamışcasına kesilirse sizin keyifsizliğinizde hiçbir
şey yapmadığınızda bile kısa bir süre sonra sona erecek. Süreyi oluşturacağınız
direnç ile kendiniz belirleyeceksiniz. Ne kadar az direnç o kadar kısa süren
keyifsizlik durumu diyebiliriz.
Aslında özetle şunu söylemek istiyorum; kendinizi
keyifsiz hissettiğinizde bunun son derece normal ve geçici olduğunu bilin.
Hemen bir cem Yılmaz DVD’si izleyeyim, bir iki kişisel gelişim kitabı
karıştırayım o da olmazsa kendimi dışarı atayım moduna girmenize gerek yok.
Canınız ne istiyorsa onu yapın, kalın
eşofmanlarınızı giyip battaniyenin altında uyumak istiyorsanız kendinize engel
olmayın, keyifsizliğin keyfini çıkarın :).
P.S.: Bültenlere ilişkin sorularınızı ve
koçluk / seminer hakkında merak ettiklerinizi mert.cuhadaroglu@gmail.com
adresine yönlendirebilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder