İlişkiler ve meta programlar üzerine, Hayatını
Seç, 20. Hafta bültenine hoş geldiniz.
Kişiye özel koçluk ve kişisel gelişim
seminerini tanıttığım yazıya hemen sağ üst köşedeki önceki yazı bölümünden
ulaşabilirsiniz.
Son dönemde, karşı cinsle ilişkiler
üzerine yaptığımız seanslarda gözle görülür bir artış oldu. Bu hafta bu konuyu
işlemeye karar verdim bültende, bakalım siz kendinize dair bir şeyler
bulabilecek misiniz yazımda. Keyifli okumalar.
Çoğu konuda olduğu gibi ilişkiler konusunda da kendimize ve
ilişkimize dışarıdan objektif bir gözle bakmakta zorlandığımız için bazen
çözümü çok basit olabilecek problemleri gözümüzde büyütüp duruyoruz.
Yaşanan ufak tefek sıkıntıları büyütüp
büyütüp sonra da bütün çözümü karşı taraftan beklemek akıllıca ve adil
olmayabilir çoğu zaman.
Öncelikle sorulması gereken soru şu
bence: Ben, şu an birtakım problemler yaşadığım bu insanı gerçekten seviyor
muyum, onunla birlikte güzel bir ilişkimiz olması adına çaba göstermeye hazır
mıyım?
Eğer bu soruya evet yanıtını verdiyseniz
okumaya devam edebilirsinizJ.
Sizinle, sizinde bildiğiniz bir sırrı
paylaşmak istiyorum: İnsanlar değişir, evet bu kadar kısa ve öz, insanlar
değişir.
Biz Özge ile yaklaşık olarak 20 yıldır
beraberiz, bunun 15 yılı aşan son kısmını evli olarak geçirdik, 2 tane de
çocuğumuz var. Uzun süreli ilişkilerin dinamiklerini çok iyi bildiğimi iddia
edebilirim sanırımJ.
Evlendiğimizde çocuk sayılırdık, bir sevgi ortamı içinde beraber büyüdük, geliştik ve değiştik. Ben 20 yıl önceki adam değilim, Özge de 20 yıl öncekinden çok farklı. Her gün, her hafta değişmeye devam ediyoruz ve bu çoğu zaman iyi yönde oluyor.
Uzun süreli ve mutlu bir ilişkiniz olsun
istiyorsanız, insanların olumlu yönde değişebileceğine dair inancınızı
korumanız çok önemli.
Ama bunu lütfen karşı tarafın
değişmesine bağımlı olmakla karıştırmayın, değişim; kişinin kendi isteği
doğrultusunda olacak ve belli bir süre alacaktır.
Çok sevdiğim bir söz var, “Bir
bakmışsınız hayatta yapmam dediğiniz şeyin başrolündesiniz!”
Evet dönelim ilişkilere. Karşı tarafın
değişmesine bağımlı olmayın, ama eğer kendisi değişeceğini ifade ediyorsa, ona
alan tutun ve sabırlı olun.
Rol model olabilirsiniz, eşinizin size
romantik davranmasını istiyorsanız sizde ona romantik davranın.
Şimdi bültenimize özel testimizi
uygulayalım bakalım, ben tamamen hayali bir senaryoda olası bazı yanıtları
örnek olması açısından verdim.
İlişkinizde size göre olumsuz olan 3
şeyi sıralayınız.
Eşim bana yeterince ilgi göstermiyor.
Arkadaşlarıyla beraber olmayı benle
zaman geçirmeye tercih ediyor.Ev işi yaparken söylenip duruyor.
Öncelikle sokratik sorgulama; yani bu
bahsettikleriniz her durumda geçerli mi?
Aslında kafası işle çok meşgul olmadığı
zamanlarda, özellikle haftasonları bana ilgi gösteriyor.
Maç varken onu evde tutmanın bir yolu
yok, ama onun dışında beni de çağırıyor aslında her sefer, ben gitmiyorum.Bazen ev işlerini keyifli şekilde yaptığı da oluyor ama çok nadir, özellikle son zamanlarda.
Sıraladığınız olumsuzluklardan sadece
bir tanesini değiştirme şansınız olsaydı hangisini seçerdiniz?
Bana daha fazla ilgi göstermesini
isterim.
Peki, eşiniz size daha fazla ilgi
gösterdiğinde siz nasıl bir insan olacaksınız?
Mutlu, keyifli, huzurlu, anlayışlı ve
sabırlı.
Kendinize bir soru soracak olsanız ve bu
soruya vereceğiniz yanıt sizi mutlu, keyifli, huzurlu, anlayışlı ve sabırlı
yapacak olsa bu ne olurdu?
Beni seviyor mu?
Evet.:)
Peki sizce eşiniz sizi gerçekten seviyor
mu?
Evet, yani sanırım öyle. Ama ben sadece
daha fazla söylemesini ve göstermesini istiyorum.
Bunu onunla konuştunuz mu?
Evet, aslında konuştuk.
Ne cevap verdi?
Bu aralar kafasının işle çok meşgul olduğunu, arkadaşlarıyla buluşup kafasını dağıttığını, bunun geçici bir dönem olduğunu söyledi.
Ona yardımcı olmayı teklif ettiniz mi?
Evet, ama istemedi, biraz yalnızlık iyi
gelebilirmiş.
Bu dönemde eşinize karşı anlayışlı ve
sabırlı olup kendinizi mutlu, huzurlu ve keyifli hissedebilir misiniz?
Evet, sanırım ne demek istediğinizi
anladım. Ondan beklediğimi bir karşılık göz etmeden ben ona verirsem kendimi
iyi hissedeceğimJ.
İnsanların içindeki iyiye inanın ve
güvenin. Kimse özellikle sizi kırmak için bir şeyler yapmıyor. İletişiminizi
kuvvetlendirin, oturun ve karşılıklı olarak konuşun. Bunu yaparken karşı tarafı
suçlamayın ama.
Sen bunu yaptın, bunu söyledinle bir
yere varamazsınız. Hislerinizden bahsedin, sen bunu yapınca veya söyleyince,
senin niyetin bu değil biliyorum ama ben kendimi kötü hissediyorum deyin
bakalım bu seferde ne olacak.
Hissettikleriniz ve yaşadıklarınız her
şeyden önce sizinle ilgili, bunu unutmayın lütfen. Karşı taraf hiç farkında
olmadan sizin içinizde bazı şeyleri tetikliyor olabilir, bunu ona açık
yüreklilikle anlatmadan asla tam olarak bilemeyecek.
Koruma kalkanlarını kaldırın, kabuğu
atın ve kalbinizi açın.
Size küçük bir örnek vermek istiyorum.
Hak ediyorsun, zorundasın, yapman
gerekiyor, yapılmalı şeklinde sona eren cümleler beni genellikle demotive eder.
Yapabilirsin, istiyorsan yapabilirsin,
seçim senin, istersen yapabilirsin şeklinde sona eren ifadeler ise
motivasyonumu artırır.
Bunu ben oturup karşımdakine anlatmazsam
nerden bilsin?
Sizde hassas olduğunuz konuları,
kelimeleri, ifadeleri eşinizle paylaşın.
Hepimizin içinde yüklenmiş olan
programlar var aynı bilgisayarlarda olduğu gibi ve çoğu zaman hiç düşünmeden
tepkiler veriyor, bir şeyler söylüyoruz, içimizdeki programlar otomatik olarak
yanıtlar veriyorlar sadece.
Hal böyle iken karşımızdaki insanın
içinde ne tarz programlar çalıştığını bilmeden onları anlamamız da mümkün
değil. Bunlara koçlukta meta programlar adını veriyoruz.
En temel meta programlara aşağıda yer
verdim.
Prosedür-Seçenek
Prosedürel insanların adımları önceden
bellidir, plan dışı gelişmelere canları çok sıkılır.
Seçenekci insanlar ise “şu anda en iyi
seçenek ne” diye düşünürler, duyguları ile hareket ederler.
Proaktif-Yansıtan
Proaktif tipler her an harekete geçmeye
hazırdırlar.
Yansıtan tipler ise önce yeterince
düşünmek isterler.
Yaklaşan-Uzaklaşan
Yaklaşanlar hedef odaklıdır, engelleri
görmeme eğilimindedirler.
Uzaklaşanın da hedefi vardır, ama daha
çok yoldaki engelleri görür.
Partnerinize birde bu gözle bakın
bakalım, meta programları farklı olan insanlar benzer olaylara çok farklı
tepkiler verebilirler.
Bunu bilmek bize ne kazandırır?
Her şeyi değiştirebilecek bir bakış
açısı kazandırır:
Karşınızdaki her nasıl davranıyor olursa
olsun bunu sizi üzmek/kırmak/kızdırmak için yapmıyor, sadece şu an itibarıyla
içinde çalışan programlar ona bunun en iyi seçenek olduğunu söylüyor.
İçinizde çalışan meta programların
farkına varmak, bunun farkındalığı, diğer insanların da benzer şekilde farklı
programlarda çalıştıklarını anlamak, eğer istiyorsanız harika bir başlangıç
için yeterlidir.
Unutmayın, her şey değişir, buna meta
programlarınız da dahildir.
Önümüzdeki hafta meta programlar ile
ilgili daha geniş bilgiler vermeyi planlıyorum.
Perşembe günü oyun teorisi adlı kısa ara
bülten ile birlikte olacağız.
Sevgiler.
Mert Merhabalar; Güzel bir yazı olmuş. Senin projelendirdiğin kişiye özel çalışma da yararlı olacak diye düşünüyorum.
YanıtlaSilTeşekkürler Burçin; yazıyı beğenmene sevindim. Kişiye özel kişisel gelişim ve koçluk semineri ilgi görüyor; hatta bu haftasonu ilk seminerle başlıyorum:)
YanıtlaSil