18 Şubat 2013 Pazartesi

İlişkiler ve meta programlar-20. Hafta Bülteni


İlişkiler ve meta programlar üzerine, Hayatını Seç, 20. Hafta bültenine hoş geldiniz.

Kişiye özel koçluk ve kişisel gelişim seminerini tanıttığım yazıya hemen sağ üst köşedeki önceki yazı bölümünden ulaşabilirsiniz.

Son dönemde, karşı cinsle ilişkiler üzerine yaptığımız seanslarda gözle görülür bir artış oldu. Bu hafta bu konuyu işlemeye karar verdim bültende, bakalım siz kendinize dair bir şeyler bulabilecek misiniz yazımda. Keyifli okumalar.

Çoğu konuda olduğu gibi  ilişkiler konusunda da kendimize ve ilişkimize dışarıdan objektif bir gözle bakmakta zorlandığımız için bazen çözümü çok basit olabilecek problemleri gözümüzde büyütüp duruyoruz.

Yaşanan ufak tefek sıkıntıları büyütüp büyütüp sonra da bütün çözümü karşı taraftan beklemek akıllıca ve adil olmayabilir çoğu zaman.

Öncelikle sorulması gereken soru şu bence: Ben, şu an birtakım problemler yaşadığım bu insanı gerçekten seviyor muyum, onunla birlikte güzel bir ilişkimiz olması adına çaba göstermeye hazır mıyım?

Eğer bu soruya evet yanıtını verdiyseniz okumaya devam edebilirsinizJ.

Sizinle, sizinde bildiğiniz bir sırrı paylaşmak istiyorum: İnsanlar değişir, evet bu kadar kısa ve öz, insanlar değişir.

Biz Özge ile yaklaşık olarak 20 yıldır beraberiz, bunun 15 yılı aşan son kısmını evli olarak geçirdik, 2 tane de çocuğumuz var. Uzun süreli ilişkilerin dinamiklerini çok iyi bildiğimi iddia edebilirim sanırımJ.

Evlendiğimizde çocuk sayılırdık, bir sevgi ortamı içinde beraber büyüdük, geliştik ve değiştik. Ben 20 yıl önceki adam değilim, Özge de 20 yıl öncekinden çok farklı. Her gün, her hafta değişmeye devam ediyoruz ve bu çoğu zaman iyi yönde oluyor.

Uzun süreli ve mutlu bir ilişkiniz olsun istiyorsanız, insanların olumlu yönde değişebileceğine dair inancınızı korumanız çok önemli.

Ama bunu lütfen karşı tarafın değişmesine bağımlı olmakla karıştırmayın, değişim; kişinin kendi isteği doğrultusunda olacak ve belli bir süre alacaktır.

Çok sevdiğim bir söz var, “Bir bakmışsınız hayatta yapmam dediğiniz şeyin başrolündesiniz!”

Evet dönelim ilişkilere. Karşı tarafın değişmesine bağımlı olmayın, ama eğer kendisi değişeceğini ifade ediyorsa, ona alan tutun ve sabırlı olun.

Rol model olabilirsiniz, eşinizin size romantik davranmasını istiyorsanız sizde ona romantik davranın.

Şimdi bültenimize özel testimizi uygulayalım bakalım, ben tamamen hayali bir senaryoda olası bazı yanıtları örnek olması açısından verdim.

İlişkinizde size göre olumsuz olan 3 şeyi sıralayınız.

Eşim bana yeterince ilgi göstermiyor.
Arkadaşlarıyla beraber olmayı benle zaman geçirmeye tercih ediyor.
Ev işi yaparken söylenip duruyor.

Öncelikle sokratik sorgulama; yani bu bahsettikleriniz her durumda geçerli mi?

Aslında kafası işle çok meşgul olmadığı zamanlarda, özellikle haftasonları bana ilgi gösteriyor.
Maç varken onu evde tutmanın bir yolu yok, ama onun dışında beni de çağırıyor aslında her sefer, ben gitmiyorum.
Bazen ev işlerini keyifli şekilde yaptığı da oluyor ama çok nadir, özellikle son zamanlarda.

Sıraladığınız olumsuzluklardan sadece bir tanesini değiştirme şansınız olsaydı hangisini seçerdiniz?

Bana daha fazla ilgi göstermesini isterim.

Peki, eşiniz size daha fazla ilgi gösterdiğinde siz nasıl bir insan olacaksınız?

Mutlu, keyifli, huzurlu, anlayışlı ve sabırlı.

Kendinize bir soru soracak olsanız ve bu soruya vereceğiniz yanıt sizi mutlu, keyifli, huzurlu, anlayışlı ve sabırlı yapacak olsa bu ne olurdu?

Beni seviyor mu?
Evet.:)

Peki sizce eşiniz sizi gerçekten seviyor mu?

Evet, yani sanırım öyle. Ama ben sadece daha fazla söylemesini ve göstermesini istiyorum.

Bunu onunla konuştunuz mu?

Evet, aslında konuştuk.

Ne cevap verdi?

Bu aralar kafasının işle çok meşgul olduğunu, arkadaşlarıyla buluşup kafasını dağıttığını, bunun geçici bir dönem olduğunu söyledi.

Ona yardımcı olmayı teklif ettiniz mi?

Evet, ama istemedi, biraz yalnızlık iyi gelebilirmiş.

Bu dönemde eşinize karşı anlayışlı ve sabırlı olup kendinizi mutlu, huzurlu ve keyifli hissedebilir misiniz?

Evet, sanırım ne demek istediğinizi anladım. Ondan beklediğimi bir karşılık göz etmeden ben ona verirsem kendimi iyi hissedeceğimJ.

İnsanların içindeki iyiye inanın ve güvenin. Kimse özellikle sizi kırmak için bir şeyler yapmıyor. İletişiminizi kuvvetlendirin, oturun ve karşılıklı olarak konuşun. Bunu yaparken karşı tarafı suçlamayın ama.

Sen bunu yaptın, bunu söyledinle bir yere varamazsınız. Hislerinizden bahsedin, sen bunu yapınca veya söyleyince, senin niyetin bu değil biliyorum ama ben kendimi kötü hissediyorum deyin bakalım bu seferde ne olacak.

Hissettikleriniz ve yaşadıklarınız her şeyden önce sizinle ilgili, bunu unutmayın lütfen. Karşı taraf hiç farkında olmadan sizin içinizde bazı şeyleri tetikliyor olabilir, bunu ona açık yüreklilikle anlatmadan asla tam olarak bilemeyecek.

Koruma kalkanlarını kaldırın, kabuğu atın ve kalbinizi açın.

Size küçük bir örnek vermek istiyorum.

Hak ediyorsun, zorundasın, yapman gerekiyor, yapılmalı şeklinde sona eren cümleler beni genellikle demotive eder.

Yapabilirsin, istiyorsan yapabilirsin, seçim senin, istersen yapabilirsin şeklinde sona eren ifadeler ise motivasyonumu artırır.

Bunu ben oturup karşımdakine anlatmazsam nerden bilsin?

Sizde hassas olduğunuz konuları, kelimeleri, ifadeleri eşinizle paylaşın.

Hepimizin içinde yüklenmiş olan programlar var aynı bilgisayarlarda olduğu gibi ve çoğu zaman hiç düşünmeden tepkiler veriyor, bir şeyler söylüyoruz, içimizdeki programlar otomatik olarak yanıtlar veriyorlar sadece.

Hal böyle iken karşımızdaki insanın içinde ne tarz programlar çalıştığını bilmeden onları anlamamız da mümkün değil. Bunlara koçlukta meta programlar adını veriyoruz.

En temel meta programlara aşağıda yer verdim.

Prosedür-Seçenek

Prosedürel insanların adımları önceden bellidir, plan dışı gelişmelere canları çok sıkılır.

Seçenekci insanlar ise “şu anda en iyi seçenek ne” diye düşünürler, duyguları ile hareket ederler.

Proaktif-Yansıtan

Proaktif tipler her an harekete geçmeye hazırdırlar.

Yansıtan tipler ise önce yeterince düşünmek isterler.

Yaklaşan-Uzaklaşan

Yaklaşanlar hedef odaklıdır, engelleri görmeme eğilimindedirler.

Uzaklaşanın da hedefi vardır, ama daha çok yoldaki engelleri görür.

Partnerinize birde bu gözle bakın bakalım, meta programları farklı olan insanlar benzer olaylara çok farklı tepkiler verebilirler.

Bunu bilmek bize ne kazandırır?

Her şeyi değiştirebilecek bir bakış açısı kazandırır:

Karşınızdaki her nasıl davranıyor olursa olsun bunu sizi üzmek/kırmak/kızdırmak için yapmıyor, sadece şu an itibarıyla içinde çalışan programlar ona bunun en iyi seçenek olduğunu söylüyor.

İçinizde çalışan meta programların farkına varmak, bunun farkındalığı, diğer insanların da benzer şekilde farklı programlarda çalıştıklarını anlamak, eğer istiyorsanız harika bir başlangıç için yeterlidir.

Unutmayın, her şey değişir, buna meta programlarınız da dahildir.

Önümüzdeki hafta meta programlar ile ilgili daha geniş bilgiler vermeyi planlıyorum.

Perşembe günü oyun teorisi adlı kısa ara bülten ile birlikte olacağız.

Sevgiler.

 

 

2 yorum:

  1. Mert Merhabalar; Güzel bir yazı olmuş. Senin projelendirdiğin kişiye özel çalışma da yararlı olacak diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  2. Teşekkürler Burçin; yazıyı beğenmene sevindim. Kişiye özel kişisel gelişim ve koçluk semineri ilgi görüyor; hatta bu haftasonu ilk seminerle başlıyorum:)

    YanıtlaSil