Merhaba; 23,5. hafta kısa ara bülteni
ile karşınızdayım. Bu bültende hayal kurmaktan bahsedeceğiz, güzel hayallerden
tabii ki. Bazen güzel hayaller kurmakta güçlük çeken insanlarla karşılaşıyorum,
sizde onlardan birisiyseniz yazdıklarım ilginizi çekebilir. Yok ben zaten güzel
hayal kurarım diyorsanız belki farklı bir bakış açısı iyi gelir. Keyifle
okumanızı ve hayalinizi seçmenizi dilerim.
Benim için hayal kurmak; su içmek, nefes
almak gibi bir şey, yani her şeyimi elimden alsalar hayallerim kalır yine,
belki de iflah olmaz bir iyimser olmamı hayal gücüme borçluyum. Hayallerim
bugüne kadar beni hiç yanıltmadılar, ne zaman onların peşine düşsem hep güzel
şeyler oldu, hepsini gerçekleştirdim anlamında söylemiyorum bunu, sadece
değişimler hep iyi yönde oldu, zaten geriye dönüp baktığınızda fark edersiniz
değişim hep iyiye doğru olur ve hayaller bunun önemli bir parçasıdır.
Kendimi bildim bileli çok kitap okurum
ben, kitaplar hayal gücümü geliştirmemde çok etkili oldular. Jules Verne’e
bayılırdım mesela, kendimi dünyayı 80 günde gezerken ne kadar çok hayal
ettiğimi bilseniz şaşarsınız.
Kitaplar ve kitap okumak hayal gücünü
besler; çünkü kitaplarda karakterleri kendin kafanda şekillendirirsin; tipini, duruşunu,
sesini, gülümsemesini, her şeyini.
Bazende kitaptaki karakterlerin yerine
kendini veya senin için önemli olan insanları yerleştirip öyle okursun kitabı.
Hadi itiraf edin bir detektif romanı okurken kendinizi onun yerine koymuş
olmalısınızJ.
Şimdi şöyle yapacağız, ben birer
paragraflık birkaç tane kısa hikaye yazacağım, sizde kendinizi bu hikayedeki
kahramanlarla özdeşleştireceksiniz, sonra size bir iki soru soracağım,
cevaplayıp cevaplamamak tamamen size kalmış.
HİKAYE 1
Marmaris ve Datça arasındaki henüz bozulmamış, deniz kıyısındaki köylerden birisindeydi otel. Yol kah deniz kıyısını takip ediyor, kah dağların içinden kıvrılıyordu. Dalaman havalimanından kiraladıkları arabanın camını açtı ve doğanın seslerinin içeri dolmasına izin verdi. Yanındaki sevgilisine gülümsedi, tek elini direksiyondan çekerek onun elini tuttu, tek el ile araba kullanabilirdi, trafik yok denecek kadar azdı. Sadece yol çalışmalarına dikkat etmesi gerekiyordu. Mayıs sonuydu, okulların kapanmasına ve tatil sezonunun tam olarak açılmasına biraz zaman vardı, bu nedenle yollardaki onarım çalışmalarına hız verilmişti.
Köye vardıklarında arabayı deniz
kıyısına park etti, otele kara yolu ulaşımı yoktu. Deniz kıyısındaki cafelerden
birisine oturdular ve türk kahvesi sipariş ettiler. Cep telefonunu çıkararak
oteli aradı, tekneyle alınmak için hazır olduklarını söyledi.
Kahvelerini bitirip hesabı ödemeye
hazırlanırken küçük bir tekne masmavi suları ortasından ikiye bölerek kıyıya
yaklaştı, teknedeki adam onlara el salladı, karşılık verdiler. Aracın
arkasından küçük bavullarını alarak tekneye bindiler. Tekne hareket etti, arka
tarafta oturdular, birbirlerine sarıldılar, rüzgar yüzlerini okşarken
kendilerini bekleyen güzel tatili düşündüler.
Soru 1: Hikayedeki kahraman sizsiniz,
peki yanınızdaki sevgili/eş kim? Şu an onunla mı birliktesiniz, değilseniz
neden?
HİKAYE 2
Hep bunu hayal etmişti, sonunda
gerçekleştiği için çok sevinçliydi. İnsan gerçekten ne istediğine çok dikkat
etmeli, gerçek olabiliyor diye düşündü ve gülümsedi.
Sabahın erken saatleriydi, elinde
gazeteleri ile sahilde yürümeye başladı, bisikletle yanından geçen hiç
tanımadığı birisine gülümsedi. Merdivenlerden inerek deniz kıyısındaki derme
çatma balıkçı barakasına indi. Ahmet Kaptan’a selam verdi, buraya son zamanlarda
sık geldiği için işletmecisi ile ahbap olmuştu artık. Demli bir çay ve çift
kaşarlı tost siparişi verdi.
Gazetenin 7. Sayfasını açtı, ekonomi
bölümünde kendisiyle işi hakkında yapılmış olan bir röportaj vardı. Keyifle
okumaya başladı, bir sigara yaktı, evet başarmıştı, mutlu ve huzurluydu. En iyi
yaptığı şeylerle, en çok keyif aldığı şeylerin kesişim kümesini bularak
atıldığı yeni kariyerinde pek çok insana hayrı dokunmuştu. En önemlisi de buydu
sanırım, yaratıcılığını kullanarak insanların hayatlarında olumlu bir fark
yaratmıştı.
Soru 2: Hikayedeki kahraman sizsiniz, bu
röportaj sizinle yapılmış, röportaj ne hakkında? Siz ne iş yapıyorsunuz?
HİKAYE 3
3 kişilik bir arkadaş grubuyla
çıkacakları mavi yolculuk için hazırlıklar aylar öncesinden başlamıştı
neredeyse. Şimdi tekneye çıkarken çok keyifliydi. Uzun uzun alışveriş
yapmışlar, belki içki miktarını biraz abartmışlardı ama olsun.
Kaptan deneyimli bir denizciye
benziyordu, dost canlısı ve konuşkandı, ilerlemiş yaşına rağmen hareketleri
oldukça çevikti.
Kısa bir seyrin ardından bu geceyi
geçirecekleri koya demirlediler. Kaptan onlara güneş batmadan yüzmelerini
önerdi, kendisi de biraz balık tutmaya çalışacaktı.
Çocuklar gibi bağırarak kendilerini
soğuk sulara fırlattılar, aylardan Haziran’dı, koyda çok uzakta demirlemiş olan
bir yelkenli dışında başka tekne yoktu. Uzun süre denizde kaldılar, koyu baştan
sona yüzdüler, tekneye çıkıp sıcak bir duş aldılar ve giyindiler. Hava hızlıca
kararırken buzdolabından 3 tane soğuk bira alıp arka tarafa geçtiler. Ne iyi
yapmışlardı bu tatile çıkarak, gerçi eşlerden izin almak biraz zor olmuştu ama
sadece 3-4 gün kalacağız diyerek ikna etmişlerdi.
Biraz sonra Ahmet Kaptan yemeğin 5
dakika sonra hazır olacağını bildirdi, sofra kurulmuştu. Beyaz peynir, yeşil
salata, mangalın üzerinden yeni alınmış dumanı tüten çipuralar ve çay
bardaklarında rakı. İpod’unu açtı, en sevdiği şarkılardan birisini seçti, çay
bardaklarını kaldırdılar ve dostluklarına içtiler. Yaşamak güzel şeydi doğrusu.
Soru 3: Hikayedeki kahraman sizsiniz, bu
yolculukta yanınızda olan arkadaşlarınız kimler, en son ne zaman böyle bir
yolculuk yaptınız, yakında yapmanıza engel olan bir şey var mı?
4. VE SON HİKAYE
Güzel bir bahar gününde evinizin
bahçesindeki erik ağacının altında oturuyorsunuz, ağaç çiçek açmış, ayaklarınız
çıplak olarak çimenlerde, elinizde bir kitap var.
Torunlarınız bahçede oynuyor, uzaktan
sesleri geliyor, kediniz ayaklarınızın dibinde.
Kitap sizin hayatınızı anlatıyor, sizin
izninizle bir yazar sizle yaptığı ve kaydettiği söyleşileri kitap yapmış.
Kitabın ismi “Çok Geç Olmadan”.
Kitabın arka kapağında çok geç olmadan
fark ettiğiniz, hayatınızda uyguladığınız ve insanlarla paylaşmak istediğiniz
şey her ne ise ona dair bir paragraflık kısa bir yazı var.
Soru 4: Bu yazıda ne yazmasını
istersiniz?
Başka hikayelerde anlatabilirim kuşkusuz
ve ben yazdığım sürece hepsi birbirinden güzel günlere ait olur. Hikayeleri
okurken kendinizi kahramanın yerine koyup hayal etmeyi başardınızsa sizin
hayaliniz de gerçek olabilir.
Sevgiler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder