Merhaba; 31,5. Hafta bülteni ile
birlikteyiz. Bu hafta sizlere “Off City” projemizden bahsettim.
Dil söyler kulak dinler, kalp söyler
Evren dinler. Yunus Emre.
Peki kalbimizin sesini nasıl duyacak ve
duyuracağız?
Kalbimizle bağlantımızı koparan
bir husus şüphesiz yüksek hızdaki teknolojik yaşamımız. Her an her yerde
ulaşılabilir olmak ilk başta bir avantaj gibi görünse de bir süre sonra
kendimizle hiç baş başa kalamama gibi bir soruna yol açabiliyor.
Teknolojik tüm aletleri 2
günlüğüne de olsa bırakın, kendiniz için bir süre ayırın ve sadece kendinize,
içinize odaklanın.
Diğer bir problem ise doğadan
kopmuş yaşam tarzımız; fırsat buldukça doğada bulunmak kendi iç sesimizi
yeniden keşfetmek için kesinlikle güzel yöntemlerden biri.
Sessiz bir ortamda örneğin bir
doğa yürüyüşünde kendisiyle yalnız kalan kişi kalbinin sesini kuşkusuz çok daha
rahat duyabilecektir.
Bu bahsettiğim fikirlerden yola çıkarak
Kuzenim Volkan ile birlikte “Off City” projesini oluşturduk.
Amacımız, şehrin gürültüsünden, karmaşasından
bunalan insanlara 2 günlüğüne bir mola aldırarak onları yeniden şarj etmek.
Burada bir parantez açıp Kuzenim
Volkan’dan bahsetmek istiyorum. Hayatınızda görebileceğiniz en alçak gönüllü
insanlardan birisi, kendisinden bahsetmeyi sevmez. Onun için biraz ben
anlatayım. On parmağında on marifet dediğimiz insanlardan, Survivor’ın
çekildiği Ada’ya bir isviçre çakısı ile bırakın, bir yıl hayatta kalır.
Sertifikalı ve ödüllü olarak atıcılık,
avcılık ve off road uzmanı. Kamp boyunca bizimle beraber olacak ve bildiklerini
paylaşmaya hazır.
Buluşma yerimiz Beykoz. Cumartesi
sabahları burada sizi karşılayacak ve arazi araçları ile kamp alanına
ulaşımınızı sağlayacağız. Sadece arazi araçları ile ulaşılabilen doğa ile baş
başa kalabileceğiniz kamp alanları belirledik sizin için. Bende gittim gördüm
ve test ettim.
Malzemelerimizi yerleştirdikten sonra
kamp alanını oluşturacağız. İmece usulü keyifli bir çalışma bu. Çadırlar
kurulacak, ateş için odun toplanacak, vb.
Ateş yanar yanmaz (kamp ateşi asla
sönmez) çay kahve ikramımız olacak. Sonrasında isteyen hamaklara veya yere
uzanıp kitabını okuyabilir, isteyen 200 metre mesafedeki bakir koydan denize
girebilir, serbest zaman.
Hafif ve doyurucu öğle yemeğinin
ardından öğleden sonra 2 saatlik bir doğa yürüyüşümüz var. Eski bir dere
yatağından başlayan rota hafif bir eğimle yukarı çıkıyor ve çam ormanlarının
içinden geçeceğiz, hiç böyle nefes almamış olduğunuzu fark edeceksiniz.
Akşamüzeri semaverlerde çaylarımız
hazır, yürüyüşten sonra isteyen denize girebilir, isteyen sandalla dolaşabilir
(havanın durumuna göre izin vereceğiz), isteyen balık tutabilir. Sandalla ağ
atmak veya kıyıdan kamış ile avlanmak mümkün.
19.00 gibi akşam yemeği hazırlıkları
başlayacak. Tabii ki mangal yapacağız. Bir gece önceden ağ atılmış olacak
denize, bahtımıza balık çıkarsa ne ala, yoksa yanımızda getirdiğimiz etlerimiz
de harika.
20.00 gibi sofraya oturacağız, hava
hafiften kararmaya başlamış olacak, peynir, kavun, közlenmiş patlıcan ile
rakılarımızdan ilk yudumları alacağız.
Sonrasında bol muhabbet, yıldızları daha
önce nadiren bu kadar yakın ve parlak görmüştünüz.
Uykusu gelen çadırına geçebilir, ama
genelde muhabbet geç saatlere kadar sürüyor.
Ertesi sabah uyandığınızda ister denize
girin, ister biraz temiz havada dolaşın. Çayımız hazır, kahvaltılıkları
diziyoruz masanın üstüne, isteyene yumurta da var.
Bütün mahsuller yerel satıcılardan temin
edilmiş tap taze.
Öğleye kadar serbest zaman. İsteyen
yakın çevrede yürüyüş yapabilir, isteyen Volkan’dan tamamen doğal koşullarda
ateş yakmasını, yön bulmayı, vb. öğrenebilir. Teorik olarak off road araç
kullanımı eğitimi alınabilir.
Öğle yemeğinden önce yakınlardaki bir
kumsala güzel bir yürüyüşümüz olacak. Denizle biten yürüyüşleri hep severim,
bir ödül gibi saklıdır deniz yolun sonunda. Döndükten sonra acıkmış olacağız ve
geç bir öğle yemeği yiyeceğiz.
Ayrılmak istemiyorsunuz, tahmin
edebiliyorum ama çay saatinden sonra yavaşça toparlanıp dönüşe geçmemiz
gerekiyor. Ne zaman isterseniz yine bekleriz.
Bu geziye katılmak için tek yapmanız
gereken minimum 8, maximum 12 kişilik gruplar oluşturup bize haber vermek.
Biraz mavi yolculuk gibi düşündük, birbirini tanıyan arkadaş gruplarının daha
fazla keyif alacağını düşünüyoruz.
Doğada
koçluk ve kişisel gelişim atölye çalışmalarımız
Doğada iki gün geçirip kente döndükten
sonra kamikaze gibi düşüşe geçenlerdenseniz buna bir son vermenin zamanı gelmiş
olabilir.
Bu noktada kalıcı sonuçlar elde etmek
için koçluk desteği almak isteyebilirsiniz.
İsteyen kişilerle bire bir koçluk seansı
yaparak değerlerini ortaya çıkarmalarına ve değerlerine uygun daha mutlu bir
hayat yaşamaları konusunda yardımcı olacağım.
Eşim Özge, dileyen kişilerle nefes
koçluğu çalışması yapacak. Doğal bir ortamda nefesinizi düzenlemeyi öğrenerek
tıkanıklarınızı aşmak için harika bir egzersiz. Özge yine isteyen kişilere
human design haritalarını çıkararak gerçekleştirmek istedikleri kişinin
özelliklerini gösterecek.
Ortağım Ayşe ile birlikte grup koçluğunu
böyle bir ortamda yapmak bizim için çok keyifli olacak. Aynı konuya ilgi duyan
kişiler olarak oluşturacağınız küçük gruplarla (ilişki, kariyer, sağlıklı
yaşam) belirleyeceğiniz konuda grup koçluğu alabileceksiniz. Detaylar için
lütfen www.modunusechayatinisec.com adresini
ziyaret ediniz.
Kişisel gelişim ve koçluk konusundaki
hizmetlerimizden birey veya grup olarak muhteşem bir doğa atmosferinde yararlanmak
isterseniz benimle temasa geçmeniz yeterli, mert.cuhadaroglu@gmail.com
En güzel günler sizin olsun, görüşmek
üzere, sevgilerimle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder