Geçen haftanın en çok öne çıkan
konusu tabii ki benim açımdan Cem TV’de Tijen Bolulu’nun sunduğu Hayatın Tadı
Tuzu programına konuk olmaktı, daha önce canlı radyo yayını ve bant çekimi TV
yayını tecrübelerim olmuştu ama bu kez farklı hissettim. Gerçekten canlı olarak
TV’ye çıkmak biraz farklı imiş, bende biraz heyecan yaptı. Tijen Hanımın doğal
ve samimi yaklaşımı işimi kolaylaştırdı. Programı seyredenler beğendiklerini
ifade ettiler, bu da hoşuma gitti doğal olarak.
Yeni yılda yeni yayınlara çıkmayı
da arzu ediyorum, ne yalan söyleyeyim hoşuma gitti çünkü.
Yılbaşına yaklaştığımız şu
günlerde hepimiz yeni yılla birlikte hayatımızda değişiklikler yapmak
arzusundayız. Koçlukla tanıştıktan sonra büyük ve önemli değişikliklerin ancak
kişinin kendisinde değişiklik yapması ile gerçekleşebileceğini fark ettim ve bu
konudan kitabımda da bahsettim zaten.
Peki, tek bir karar alsak ve bu
bütün hayatımızı iyi yönde etkileme gücüne sahip olsa bu ne olurdu? Ben bu
soruyu kendime yaklaşık olarak 2-3 yıl önce sordum. Cevap, “kendi hayatının
dizginlerini eline al, hayatına liderlik et!” şeklindeydi.
Hayatımı çok kabaca iki ayrı
döneme ayırıyorum. 37 yaşımdan önce bir kurban rolünde yaşadığım hayatım ve 37
yaşımdan sonra hayatıma liderlik yapmaya başladığım dönem. En etkili değişiklik;
hayatıma liderlik etmeyi kabul etmemle başladı.
Peki bu nasıl olacak? Kişinin
kendi hayatının sorumluluğunu ele alması, kendini keşfetmesi, kim olabileceğini
bularak ve o insan olarak dünyaya benzersiz bir katkıda bulunmaya karar vermesi
ile bence liderlik süreci başlıyor. Yalnız sorumluluk almakla kendinizi
suçlamayı birbirine karıştırmayın lütfen. Daha önce yan tarafta otururken şöför
koltuğuna geçince ufak tefek bir iki kaza da olabilir, aldırmayın, herkesin
öğrenme süreci farklı olacaktırJ.
Hayatınızın sorumluluğunu alıp kendinize liderlik etmeye başladığınızda istediğiniz değişiklikleri daha kolay ve hızlı yapmanın yanı sıra; bence hep aradığınız o ruhsal aydınlanmaya da kavuşursunuz. Bende öyle oldu en azından. Ruhsal aydınlanma dediğimde minik çaplı kişisel bir şeyden bahsediyorum tabii ki, yoksa ben ermedim ve öyle bir amacım ya da hayalim de yok.
Bence hayatta daha iyi bir yere
gelmenin tek yolu insanın bir lider gibi davranması ile olur. Hayatınızın
değişmesi için sizin değişmeniz gerekiyor ve bu sürece liderlik edebilecek olan
tek kişi sizsiniz. Başkalarından örneğin bir koçtan yardım ve destek
alabilirsiniz, bu, değişim sürecini daha hızlı ve kolay bir hale getirebilir.
Ama başkalarının size sizin
hayatınız için liderlik yapmasını beklemeyin, bunu siz yapacaksınız.
Özgürlüğün de benim açımdan
tanımı bu şekilde oluşmaya başladı açıkçası. İnsan kendi hayatını kendisi yönetemiyorsa nasıl bir özgürlükten söz
edilebilir ki?
Hepinize mutlu, keyifli,
kendinizi iyi hissedeceğiniz bir hafta dilerim. Sevgiler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder