10 Aralık 2012 Pazartesi

10. hafta bülteni


Merhabalar, 10. Hafta bülteni ile karşınızdayım.

Geçen hafta benim açımdan olağanüstü güzel bir haftaydı, bunu sizlerle de paylaşmak istedim.

Hayatımda ilk defa bir radyo programına katıldım, ilk defa bir TV programına konuk oldum ve yine ilk defa çok beğendiğim bir dergiye röportaj verdim.

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki hepsi de beni harika ağırladılar. Ben ünlü birisi sayılmam, Hayatını Seç isimli kitabım piyasaya çıkalı henüz bir ay oldu; koçluk sertifikamı alıp ücretli olarak bu işi yapmaya başlayalı ise sadece 2 ay.

Diğer yandan beni öyle bir misafir ettiler ki utandım biraz açıkçası. Otomobille evden aldırdılar, misafir götürmeme izin verdiler, söz verdikleri zaman aralıklarına harfiyen uydular vb.

Daha önce bu tip programlara katılmadıysanız biraz bilgi vermem ilginizi çekebilir. Önce Dream TV televizyon yayını ile başlayalım.

Evet, çekim yapılan stüdyolar gerçekten çok ama çok sıcak, siz siz olun bir çekime giderseniz hangi mevsimde olursanız olun t-shirt veya gömlekle gidin. Ben gömlekle bayağı rahat ettim, yaka mikrofonu taşımak açısından da rahat edersiniz.

Evet, makyaj yapıyorlar, hayatımda ilk defa makyaj yapmış oldum bende. Ama hafif bir makyajdan bahsediyoruz burada erkekler için, biraz fondöten sadeceJ.

Ben fazla heyecanlı değildim, belki de bu nedenle bana herhangi bir açıklama yapmadılar, yani kameraya değil spikere bak bile demediler (bunu Kadir Aydemir söylemişti programa gitmeden önce). Çok sayıda kamera var zaten, hangisine bakacağınızı şaşırabilirsiniz.

Radyo programı bazı açılardan daha rahat tabii ki, kıyafet seçimi konusunda rahat olabilir, makyaj olmadan çıkabilirsiniz. TRT’nin Harbiye’deki eski binasını hep merak ederdim, görme fırsatım oldu. Gerçekten çok güzel bir bina ve içinde çalışan insanlar, en azından benim rastladıklarım gerçekten harika insanlar.

Özge ile beraber gittik, bizi rahat ettirmek için ellerinden geleni yaptılar. Radyo programında da rahattım TV’de olduğu gibi, çok büyük keyif aldım canlı yayında olmaktan.

O kadar keyif aldım ki radyodan yeni bir hayal oluşturdum, haftada bir gün herhangi bir radyo kanalında 1 saat kişisel gelişimle ilgili konuların konuşulduğu, dinleyicilerden gelen sorulara cevap verildiği bir programım olduğunu düşlemeye başladım.

Dergi röportajı da son derece profesyonel bir şekilde gerçekleşti, İnfomag grubunun Akatlar’daki ofisine de bayıldım bu arada. Fotoğraf çekimi sırasında (Chandler sendromu yaşayıp) biraz zorlansam da genel olarak gayet keyifli ve güzeldi.

Beni yakından tanıyan insanlar bile bütün bunlar sırasında nasıl soğukkanlı kalıp hiç teklemeden bütün sorulara düzgün cevap verdiğimi merak ettiler.

Onlara yaptığım açıklamayı size de yapayım. Bankacılık hayatımda üst düzey yöneticilere çok sayıda sunum yaptım, bankaya yeni girenlere eğitimci olarak ders aktardım. Bu yaptığım sunumlar, katıldığım toplantılar ve eğitimler beni bugüne hazırladılar.

Buradan konuyu değişik bir yere bağlamak istiyorum. Bu hafta yaptığım koçluk seanslarından birinde danışanım bana ileride koçluk yapmak istediğini, şu anda yaptığı işin bu amaca hizmet etmediğini düşündüğünü ve aslında bütün gün evde oturup kitap okusa hayalini daha erken gerçekleştirebileceğini söyledi.

Ben de ona yanılma ihtimali olabileceğini, zira nasılki bankacılık yaptığım günlerde öğrendiklerim ve tecrübelerim bana bugün hizmet ediyorsa onun deneyimlerinin de kendisine ileride koçluk yaparken hizmet edeceğini söyledim.

Hayaliniz her ne olursa olsun ve şu an yapmakta olduğunuz şey nedeniyle kendinizi hayalinize ne kadar uzak hissederseniz hissedin, her deneyim size ileride hayalinizi yaşarken hizmet edebilir, bu seçimi yapmak ve olaylara bu şekilde yaklaşmak bence daha doğru bir yöntem, ama tabii ki karar size ait.

Görüşmek üzere sevgiler.

Not: Sosyal medyada yer almadıkları için beni sadece blog üzerinden takip eden arkadaşlarım için Bloomberg Business Week dergisindeki röportajı burada tekrar paylaştım.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder