Çok sevdiğim bir
arkadaşım söyledi geçenlerde bu sloganı; erteleme, üşenme, vazgeçme. Bu aralar
kiminle görüşsem çok meşgul olduğundan dem vuruyor. İş hayatının yılbaşı üzeri
genel olarak yoğun olduğunu biliyorum. Diğer yandan; sadece iş odaklı bir yaşam
sürmek de bir yere kadar.
İstekleriniz,
hayalleriniz, mutluluğunuz, zaman ayırmayı planlamış olduğunuz insanlar ve
konular ne olacak?
Kendinize,
sevdiklerinize ve yapmak istediklerinize bir fırsat verin lütfen. Çok güzel bir
benzetme vardı buna dair, Can Dündar yazmıştı sanırım.
Hayatı bir oyun olarak
düşünün, elinizde toplar var ve havaya atıp tutuyorsunuz. Bu toplar işiniz,
sağlığınız, aileniz, dostlarınız ve hayalleriniz olsun. Bu topların içinde
sadece işiniz lastik bir toptur, düşürse yeniden zıplar. Diğer toplar adeta
camdan yapılmıştır, kırıldığı zaman yerine konulması çok zor olur. Bu durumu
fark etmek ve hayatı bir denge anlayışında ele almak gerekir. Oysa çoğumuz
aşırı iş odaklı yaşayarak pek çok şeyi gözden kaçırıyoruz.
Hikayeyi aklımda
kaldığı şekli ile aktardım, bir hatam olduysa affola.
Bizim için önemli olan
alanlara yatırım yapmak, zaman ayırmak sandığımızdan daha önemlidir.
Umarım bu konu üzerinde
düşünür ve kendinize göre bazı önlemler alırsınız. Ben de öyle yapıyorum,
yılbaşından sonra yerine bugün, bu hafta gündeme almaya çalışıyorum benim için
gerçekten önemli olan şeyleri.
En anlamsız bekleyiş,
mutluluğu beklemektir. Hadi o zaman bugün sizi mutlu edecek bir şeyler yapmaya
başlayın.
Sevgi ile kalın.
Not: Mutlulukla Değişim
Programı Aralık ayı kayıtları başlamıştır, Kasım ayında ücretsiz ön
görüşmelerden yararlanmak için lütfen mert.cuhadaroglu@gmail.com
adresine mail atın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder