Merhaba; 41. Hafta bülteni ile
birlikteyiz. Para ile mutluluk satın alınamayacağını düşünüyorum. Peki, para
ile daha fazla özgürlük satın alabilir miyiz?
Annem ve rahmetli babam bize rahat bir
hayat sunabilmek için çok çalıştılar. Özellikle de Annem. 25 yıl çalıştığı
bankadan emekli olduktan sonra Anadolu Sigorta acentesi işletmeye başladı ve
geçenlerde Acentenin kuruluşunun 22. Yılını kutladık.
Şanslı olduğumuzu düşünüyorum, kendimize
ait bir evimiz vardı, renkli TV ve video çıktığında ilk alanlardandık, komşular
TV izlemek için bize gelirlerdi. Uzun yaz tatilleri yapabilirdik kendi
arabamızla, 34 ZD 473 plakalı Murat 131’i çok net hatırlıyorum hala. Kliması ve
otomatik camları bile yoktu ama biz çok mutluyduk ve bunları önemsemezdik o
zaman.
Paralı eğitim veren özel bir kolejde
okudum, üniversite eğitiminin bir bölümünü yurt dışında yaptım ve sonra işe
girdim.
Para ile ilişkim genel olarak iyiydi,
zenginliği “istediğim kadar para harcayabilmek” olarak görüyordum, iyi
kazanıyor ve iyi harcıyordum. Başlangıçta her şey yolunda gitti, 9- 6 mesaisi
olan itibarlı ve yüksek maaşlı kurumsal işimde kazandığım paranın tamamına
yakınını mesai saatleri dışında, hafta sonlarında, tatillerde harcıyorduk.
40’lı yaşlarıma yaklaşırken hayatımı
daha çok sorgulamaya başladım. Gelirimiz arttıkça harcamalarımız da buna
paralel olarak artıyordu. Kira getirisi elde edebileceğimiz ikinci bir ev,
kendimize ait bir yazlık, yeni bir otomobil, yeni kıyafetler, bizi kazıklamaya
çalışan restoranlarda daha fazla yemek yerine daha fazla özgürlük istediğimi
keşfettim.
Birkaç yıl böyle geldi geçti. Sık sık
eşim Özge ile birlikte daha farklı bir hayat nasıl olabilir diye konuşuyorduk.
Sonunda 9 ay önce yüksek maaşlı ve gelecek garantili işimi bir kenara bırakıp
sevdiğim şeylerin ve özgürlüğün peşinden gitmeye karar verdim.
Daha basit bir hayat yaşamak istiyordum
sanırım birazda. Kendimi geliştirmek, öğrendiklerimi diğer insanlarla
paylaşmak, sevdiğim işi yaparak para kazanmak istiyordum.
Bir iş planı yapmak, para kazanmak ve
para biriktirmek. Daha önce hiç girişimci olmamış ve ticaret yapmamıştım. Nasıl
olacaktı ki?
Ne yalan söyleyeyim başlangıçta çok
zorlandım, hala da bir miktar zorlanıyorum. Sabit giderlerimizin büyüklüğü ve
büyük miktarlarda paraya ihtiyacımız olduğu gerçeği beni bunaltmıştı.
Öncelikle giderleri kontrol altına
aldım, hayatımda ilk defa ciddi ve devamlı bir şekilde bütçe yapmaya başladım,
excel tablosuna günlük olarak harcamalarımı kaydettim, ay sonlarında kontrol
ettim, saçma sapan şeylere ne kadar çok para harcadığımı fark ettim ve harcama
alışkanlıklarımı değiştirdim. Artık dışarıda yemek yerken, kıyafet alışverişi
yaparken, vb. çok daha dikkatli davranıyorum.
Daha sonra para hakkındaki inançlarımı
gözden geçirmeye karar verdim. Bana hizmet etmediğini düşündüğüm kalıplaşmış
inançlarımın yerine inanabileceğim yeni düşünceler buldum ve zamanla inandım.
Para her şekilde bir şekilde geliyor.
Para ile satın alabileceğimiz şeyler
hediye ediliyor.
İnsanlar sırf yardım olsun diye bizi
destekliyorlar
Doğru projeyi sunarsanız herkes size ve
projenize yatırım yapmak ister.
Para güzel bir şey.
Yazdım, kestim, katladım, cüzdanıma
koydum ve aklıma geldikçe okudum. Hala cüzdanımda duruyor ve zaman zaman
bakıyorum. Uğur parası gibi bir şey işte.
Yaptıklarım sanırım işe yarıyor, hemde
oldukça çabuk sonuç aldım sanırım.
Pek çok insan beni herhangi bir ücret
almadan veya indirimli ücretlerle destekliyorlar, bir marka oluşturmak için iyi
bir ekibe ve kaliteli hizmet almaya ihtiyacınız var.
İş dışında da olumlu gelişmeler var.
Bodrum’da çok beğendiğim milyon dolarlık evlerin olduğu butik bir site var deniz
kıyısında. Buradan ev alabilecek durumda değilim henüz. Bu yaz güzel bir
tesadüf oldu, bu sitede oturduğunu öğrendiğimiz bir tanıdığımız bizi gündüzleri
misafir ediyor, bizde o sitede yaşamak nasıl bir duygudur bunu deneyimliyoruz.
Bereketli bir dönemden geçiyoruz. Bodrum’da
iken yüz yüze seansların yanı sıra telefonla koçluk yapmaya da başladım.
Parasız olsam bile o kadar çok şeyim var
ki, bunu anladığımda her şey çözüldü sanırım. Kendi adıma şunu söyleyebilirim
ki istediğim her şeye sahibim.
Sağlıklıyım, dünya tatlısı bir ailem
var, Annem, kızkardeşim, akrabalarım ve çok sevdiğim dostlarım hayatta,
sevdiğim işi yapıyorum, Dünyanın benim için en güzel tatil beldesinde
tatildeyim. Evet daha az harcıyorum ama çok daha özgürüm.
Daha fazlasına sahip olabilirim ve zaman
zaman hayalini de kuruyorum.
Ama elimdekiler o kadar güzel ve yeterli
ki hayallerim için hiçbir zaman “olmazsa ne olacak” moduna girmiyorum.
Elinizdeki güzelliklere ve varlıklara
odaklanıp daha fazlasını isteyeceğiniz ama buna bağımlanmayacağınız harika bir
hafta dilerim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder