Mutluluğunuza sınır
çizmeyin, mutluluğunuz mümkünse belli şartların gerçekleşmesine bağlı olmasın.
Daha fazla para
kazanınca mutlu olacağımızı düşünmek, işimizde yükselince veya iş değiştirince
mutluluğun geleceğini sanmak, bir ilişkimiz yoksa o ilişkiye kavuşunca her
şeyin düzeleceğini varsaymak mutluluk açısından bakıldığında çok doğru bir
yaklaşım olmayabilir.
Mutluluğu dışsal
şartlarda arayacaksak bunu her gün gerçekleşen hayatın küçük mucizelerinde
bulmak daha akıllıca olabilecektir. Mutluluk bu açıdan bakıldığında bedavadır
üstelik.
Örneğin derin ve
sağlıklı nefesler almak, güzel bir yürüyüş yapmak, güneşin yüzünüzü ısıtması,
sıcak bir çay içmek, gülmek, sohbet etmek, kitap okumak, hepsi mutlu etme
potansiyeli açısından doyurucu olan ücretsiz aktiviteler. Bir gün içinde
bunlara ne kadar zaman ayırabiliyoruz?
Mutluluk daha çok
kişinin kendisi ile kurduğu ilişkide, bakış açılarında ve rutin bir günün
sıradan mucizelerini fark etmekteki, takdir etmekteki yeteneklerinde gizli.
En çok zamanı
kendimizle geçiriyoruz, düşüncelerimiz aracılığı ile kendimizle konuşuyoruz,
kendimize güzel şeyler söylemeyi seçtiğimizde mutluluğu da seçmiş oluyoruz. Bu
Polyannacılık değil, akıllıca bir seçim sadece.
Pazar akşamı kendime
iki gündür spor yapamadığımı söylüyordum yüksek sesle, dış sesim, sevgili eşim
Özge beni uyardı, bunun yerine kendine yarın spor yapacağını söyleyebilirsin
dedi. Haklıydı.
İçimizde iki bitki var,
mutluluk ve mutsuzluk, hangisini besleyeceğimizi ve büyüteceğimizi biz
seçiyoruz.
Seçiminizi mutluluktan
yana yapın, bugün size mutluluk veren bir düşünce seçin, size mutluluk veren
bir eylem gerçekleştirin.
Sevgi ile kalın.
Not: Hayatını Seç,
Hayatını Değiştir ve Yarına Notlar isimli kitaplarıma D&R ve diğer
kitapçılardan ulaşabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder