Hayatı genellikle bugüne kadar
yaşadıklarımız olarak algılamak eğilimindeyiz, yarın hayatta olup
olmayacağımızı bilmediğimiz için bir açıdan haklı bir yaklaşım. Diğer yandan
yaşanmış olanlar anılar arasındaki yerini aldıktan sonra bizi
heyecanlandırabilecek tek şey bundan sonra olacak güzel şeyler.
Hep deriz ya bugünkü aklımla
geçmişe geri gidebilsem her şey çok farklı olurdu diye. Bugün bunu düşünmenizi
istiyorum, şu an sahip olduğunuz aklınız ve deneyiminizle hayatınızı baştan
yaşama şansınız olsaydı neleri farklı yapardınız, hayat çizginiz hangi
noktalarda farklılaşıp şu ankinden ayrılırdı?
Bunu istememin nedeni şu: Bundan
beş yıl sonra, on yıl sonra bir gün bugünü hatırladığınızda bugünkü aklım ve
deneyimimle hayatımın son beş veya on senesini tekrar yaşasam aynı şeyleri
yapardım diyebilmeniz. Hayat bazen, “yine olsa yine yaparım”ları çoğaltmaktır.
Eğer hayatımı en baştan tekrar
yaşama şansım olsaydı, yani yeniden başlayabilseydim hayata daha çok severdim,
her gün yeniden severdim, sanki ilk defa karşılaşıyormuşçasına severdim,
hayatın beni şaşırtmasına daha çok izin verirdim.
Tutku, coşku ve heyecan eksik
hayatımızda. Bunun nedeni pek çok şeyi kanıksamak, sıradanlaştırmak. Oysa ki
hayat bize her gün yeniden başlamak yeniden sevmek için sayısız fırsat sunuyor.
Her gün yeni bir hayat aslında eğer farkında olabilirsek.
Eğer her günü hayatımızın ilk
günü gibi yaşayabilirsek, eğer karşılaştığımız insanlar hakkında ön yargıları
kaldırıp herkese ve her şeye yeni bir şans verirsek “sırra” ulaşacağız.
Bugüne kadar ne olduysa oldu, ne
kadar günümüz kaldı bilmiyoruz, ya rutin bir hayatımız olacak ya da yeniden
başlayıp yeniden seveceğiz. Bunu yapmanın yöntemi ise hayata coşku dolu
yaklaşabilmek. Sanki ilk kez hissediyormuşçasına duyguları yaşamak.
Bugün lütfen yeniden başlayın,
yeniden sevin hayatı, size misliyle karşılık vereceğini göreceksiniz.
Sevgi ile kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder