Bir arkadaşımızın
önayak olması ile geçtiğimiz günlerde üniversite sınıf arkadaşları olarak buluştuk,
yaklaşık 20 yıl sonra tekrar o günleri anmak hepimize çok iyi geldi. Hemen bir Whatsapp
grubu kuruldu ve buluşmadan beri dur durak bilmeden hala yazışıyoruz.
Okulumuz, Anadoluhisarı’nda
idi. Boğaz’ın kıyısı sayılabilecek bir konumda yer alırdı fakülte. Yeni açılmış
bir bölüm, küçük sınıflar, lise ortamı benzeri bir arkadaşlık ve dostluk. Marmara
Üniversitesi Almanca İşletme Bölümü mezunuyum. Okul daha sonra farklı bir yere
taşındı.
Eşimle üniversitede
okurken tanışmıştık, aynı sınıftaydık, dolayısıyla pek çok ortak arkadaşımız
var. Bu konu üzerinde sohbet ederken hayattaki en mutlu dönemimizin üniversite
yılları olduğunu düşündük.
Danışanlarıma çalışmalarımızın
başlangıcında hayatta en mutlu oldukları dönemin hangisi olduğunu sorarım,
sonra o dönemi biraz anlatmalarını isterim, hangi değerleri ifade ettiklerine
bakarım. Sonra da tekrar o kadar veya daha mutlu olmak için neler
yapılabileceğini konuşuruz.
Bu çalışma için biraz
da eski fotoğraf albümlerini karıştırmak iyi gelecektir. Ben öyle yaptım
açıkçası. Maalesef dijital teknolojinin henüz emekleme yılları, cep telefonu
çok az kişide var ve fotoğraf çekemiyor henüz, dolayısıyla bildiğiniz basılı
fotoğrafları inceledim. Kendi üniversite yıllarıma baktığımda şunları
görüyorum; heyecan, yeni insanlar tanımak, uzun araba yolculukları, yeni
hobiler, spor, aşk, dostluk, eğlence, romantizm, tutku, coşku, heyecan,
özgürlük, hayata karşı umutlu bir yaklaşım, kendime verdiğim sözler.
En önemlisi de insanın
kendisine verdiği sözleri olabildiğince tutması kuşkusuz, geriye dönüp
baktığımda bunu büyük ölçüde yapmış olduğumu gördüm ve aferin dedim kendime.
Siz de okumaya devam etmeden önce kendinize kocaman bir aferin deyin, nedenini
sonra bulursunuz.
Sizin en mutlu
olduğunuz dönem hangisiydi, o dönemde genel olarak neler yapıyordunuz, tekrar o
kadar mutlu olabilmeniz için hayatınızı nasıl şekillendirmeniz lazım?
Unutmayın, mutluluk üzerine düşünmek ve yazmak bile mutluluğu artırır. Neye
odaklanırsanız onu çoğaltırsınız hayatınızda.
Yıllar hızla geçip
gidiyor, 40’lı yaşlarımın ortasındayım, ikinci yarı yeni başlamış gibi
hissediyorum. Bundan 20 yıl sonra bugünlerimi düşündüğümde en azından
üniversite yıllarım kadar güzeldi diyebilmek istiyorum.
Bu nedenle insan
ilişkilerine ayrı bir önem veriyorum, aşk, sevgi, dostluk, hepsi hayatımızı
daha mutlu yaşamamız için bizden ilgi bekliyor.
Kızmak yerine anlayış göstermek, kıskanmak yerine takdir etmek, eleştirmek yerine beğenmek, içerlemek yerine affetmek…
Zaten diğer türlüsü için hayat gerçekten çok kısa ...
Kızmak yerine anlayış göstermek, kıskanmak yerine takdir etmek, eleştirmek yerine beğenmek, içerlemek yerine affetmek…
Zaten diğer türlüsü için hayat gerçekten çok kısa ...
Bir diğer bakış açısı
da şu elbette, geçmiş ne kadar güzel olursa olsun, Nazım Hikmet’in söylemiş
olduğu gibi; en güzel günler henüz yaşanmamış olanlar.
Sevgi ile umut ile
kalın.
Not: Yazılarımı
beğeniyorsanız Hayatını Seç, Hayatını Değiştir ve Yarına Notlar isimli
kitaplarımı okuyabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder